1878 doğumludur. Asıl adı Mehmet Kutlu’dur. Hocalar’ın Mehmet ve Riza’nın dedeleridir.
Çok önemli ve tarihsel bir hayat hikâyesi vardır. Osmanlı Dönemi’nde, Romanya Köstence’den İstanbul’a hafız olarak gelir. Daha sonra Müşküle’ye imam olarak verilir. Bilgili, kültürlü ve ileriyi görebilen bir imamdır. Köyümüze geldikten sonra Koca Mehmetler’in Esma ile evlenir. Bu evlilikten Ahmet adında 1 oğlu ve Celile, Zeliha, Münevver  adında 3 kızı olur. Kurtuluş Savaşı sırasında köyümüzün imamıdır. Savaşta köyümüz dolaylarında meydana gelen olaylarda etkin rol oynamış bir din adamıdır. Yöremizde bir grup arkadaşı ile çete hareketlerine başlayan ve savaş başladıktan sonra Düzenli Ordulara katılan Cemal Gökbayrak’ın, Müşküle Halkı ile arasının açılmasında Tatar Hoca’nın önemli bir rol oynadığı söylenir. Köylüler Tatar Hoca’yı çok sever ve dediğini yaparlarmış. Savaşın ilk aylarında Cemal Gökbayrak ve çetelerine Köy Meydanı’ndaki Koca Çınar’ın altına kurdukları kazanlarla yemekler pişiren ve onlara 3 ay yedirip içiren Müşküleliler, daha sonra çıkan bir anlaşmazlıktan dolayı köylerinin Cemal Bey tarafından yaktırılmasından dolayı köylerini terk etmek zorunda kalırlar. Bu olaylarda Tatar Hoca önemli bir rol oynar.

MÜŞKÜLE-1 kitabında uzunca anlatılan bu olaylar sonucunda Tatar Hoca’da köylülerle birlikte köyden kaçar ve Sölöz’e gider. Burada Türk Kuvvetleri tarafından yakalanarak Sölöz Köprüsü’nün altına bağlanır. Ancak üzerinden Atatürk’ün resmi çıkmıştır. İdam edileceğini anlayan Tatar Hoca, abdest almak için izin ister ve dereye atlayarak İznik Gölü Kıyısı’na iner. Çok ıslanmıştır. Gölün kıyısını takip ederek Narlıca’ya kadar gelir. Orada hastalanır. Narlıcalılar  onu bir deriye sararak iyileştirir. Yakalandığında idam edileceğini anlayan Tatar Hoca, Müşküle Köyü 4 ev hariç tamamen yakıldığı için Kütahya dolaylarına gider. Orada bir cenaze vardır ama cenazeyi kaldıracak kimse yoktur. Tatar Hoca : “Ben bu cenazeyi kaldırırım ama beni ele vermeyin” der. Köylüler onun dediğini yaparlar. Burada gizlice imamlıkta yapar. Tatar Hoca burada kocası ölen bir kadınla evlenir. Ancak evlendiği kadın ölür.

            Daha sonra Afyon’un Susuz Osmaniye Köyü’ne gider. Burada sığırtmaçlık yapar ve zamanla köyün imamı olur. Susuz Osmaniye’de kocası ölen bir kadınla yine bir evlilik daha yapar. Kadının ilk kocasından Mehmet Çavuş adında bir oğlu vardır. Tatar Hoca’nın bu evliliğinden 3 çocuğu daha olur. Kurtuluş Savaşı sona erdiğinden hakkında tutuklama kararı çıkar ve idam ile yargılanır. Aradan yıllar geçer ve ortalık yatışır. İlk karısı Esma ve çocuklarını özlemiştir. Müşküle’ye geri döner. Batıl inançları olmayan ve ileri görüşlü bir imam olan Tatar Hoca, 1945 yılında Müşküle’de vefat eder ve köy mezarlığına defnedilir.