Erman ERSÖZ
Kişilik ve Şahsiyet Eğitimcisi

Tarihi, manevi, milli ve askeri açıdan baktığımızda Çanakkale’nin yeri tartışılmaz.
 
Sadece 18 Mart’ta değil, isteyene  her gün kudret, cesaret, inanç verecek şekilde hazır bekliyor Çanakkale.
 
Her yıl dönümünde konuşuluyor şöyle cephe mücadelesi, şöyle cesaret, şöyle zafer, şöyle bir manevi destek… Sonrası…
 
Gün geçiyor ve yine unutuyorsak atalarımızı, yazdıkları destanını. Kaçımız oradaki Tarihten güç almak çabasındayız. Geçmişini bilmeyen geleceğini göremez ise neden daha çok konuşmuyoruz;
 
Daha şehit düşmeden helalleşmesini düşünerek koynuna mektup sıkıştıranları, anasına mektup yazıp şehitlik gururunu paylaşanları, varım yoğum vatanım deyip süngüyle topa saldıranları, 15 kişi ile yüzleri durduranları, ya Bismillah deyip koca topu kaldıranları…
 
Böyle bir tarihe sahip olup gelmiyorsak kendimize, bir kere daha vurup göğsümüze dönmüyorsak özümüze, dikkat etmiyorsak sözümüze, yarınlar çok geç olabilir.
 
Çünkü:
 
Bu millet birlik beraberliğe hayrandır, yıkıcı sözlere düşman.
 
Yan yana omuz omuza gitmeye hayrandır, kardeşi ile karşı karşıya olmaya düşman.
 
Verdiği sözü tutmaya hayrandır, kaypaklığa düşman.
 
Affetmeye, bağışlamaya hayrandır, kin tutmaya düşman.
 
Yüzünü dönmeye hayrandır, sırttan vurmaya düşman.
 
Kendini sevmeye, inanmaya hayrandır, yabancıya övgüye düşman.
 
Helal kazanmaya hayrandır, şahsiyetsiz bir lokmaya düşman.
 
Çalışıp, üretip, sunmaya hayrandır, tembelliğe, beleşe düşman.
 
Olumlu, yapıcı ahlaka hayrandır, olumsuz, verimsiz her hale düşman.
 
Çanakkale düşmandır esarete, hayrandır özgürlüğe.